12 Mart 2018 Pazartesi

İnsan insan derler idi...


   Canım Oğlum;

   Bu blogu; hem kendi yaşadıklarımı unutmamak hem de sana anı olarak kalmasını istediğim için yazıyorum. Sen; bazen Türkiye'yi özlediğini dile getiriyorsun, ama öyle bir getiriyorsun ki; daha 4 yaşındaki küçücük kalbine anlatamıyorum neden vatanımızı terk ettiğimizi... Bugün, sana yazıyorum... Neden terk ettiğimizi değil, ama neler bulduğumuzu yazmak istiyorum.

   Yine bir şarkı ile neler neler düşünmeye başladım... Fi dizisinin final bölümüne daha önce Cem Adrian'dan canlı dinlediğim "insan insan" şarkısını eklemişler...

   Şarkıyı tekrara aldım, saatlerdir dinliyorum... Sözleri; şuanki ruh halime öyle bir oturduki, Kanada'da olduğum beş ayda neler hissettiğimi bir kere de melodik olarak Alevi şairi Muhyiddin Abdal'ın sözlerini besteleyen Fazıl Say'dan dinledim...

   Şarkıda diyorki; insan nedir şimdi bildim... Neden geldiğimizi değil ama burda neler bulduğumuzu yazmak istedim sana dedim ya, işte oğlum kilit kelime bu; "insan"... 

  İnsanlığı, canı, canların içindeki inancı nasıl unutmuşuz biz... Ve hepsini şimdi bildik... Nefretten, kinden, acıdan, mutsuzluktan beslenen topraklardan göç ettik biz. Bunu zaten biliyordum ama burda gördüklerimizle, yaşadıklarımızla tekrar tekrar anladık... Babanla bazen durum değerlendirmesi yapıyoruz. Baban bana sürekli "mutlu musun Meltem?" diye sorduğunda uzun uzun sohbete başlıyoruz. Ona da hep "insan" olduğumu hissettiğimi anlatıyorum... Evet; insan nedir şimdi bildik... Herkese söylediğim şey; "yaşamak diye bir şey varmış, biz sadece nefes almışız..." 

  Heleki; "canların kalbinde olan inanç nedir, şimdi bildim..." satırları da ayrı bir konu... Biz; inançsızlığımızı söyleyemediğimiz toprakları terkettik oğlum... Yüksek sesle "ben ateistim!" diyemediğimiz topraklardan geldik biz buraya; özgürlüğe.... İleride inancın ne olur bilmiyorum, herşeye inanabilirsin... Baban ve ben, sana kendi inançsızlığımızı aşılamıyoruz, zaten burda özgürlük içinde büyürken, bilimin ışığında inanç türlerini de inançsızlığı da istediğin gibi sorgulayabilirsin... Burda öyle bi hayat varki; kimse senin inancını sorgulamaz, sadece senin kalbine, içindeki insanlığa bakarlar. Toplumun içinde, özgür bir insan olursun. Neye inanırsan inan, bizim yapamadığımızı sen yapabilirsin, yüksek sesle söyleyebilirsin...

  Baban ve ben; burayı vatan yapabiliriz, bundan da mutluluk duyarız. Dilerimki sen de "insan" olmayı başararak, buranın sana getireceği güzellikleri, değeri, özgürlüğü benimseyebilirsin. Buranın bize vermeye başladığı güzellikleri hep gör, hep değerini bil, can nedir bil, insan nedir bil... 

  Senin için çıktığımız bu yolda, ne kadar mutlu olduğumuzu yazamıyorum, ifade edemiyorum, kalemim anlatamıyor, ama yüzümdeki kırışıklıklar artık gülmekten olacak, buna eminim.

  Ege Deniz'im, seni çok seviyorum.

  Sevgilerle;
  Annen....

1 yorum:

  1. Blogunuzu tesadüfen keşfettim ve büyük bir keyifle tekrar tekrar okuyorum. Ben 6 ay önce çalışma hayatına nokta koymuş 51 yaşında bir bankacıyım. Yeni yaşamınıza geçişinizi okurken, somut olarak fazla ortak noktamız olmasa da, duygusal olarak adeta genç bir ben olduğunuzu düşünmekten kendimi alamadım. Hele ki bu yazınız.. Benim çocuğum yok, ama bir yeğenim var 21 yaşında. Hisleriniz birçok annenin ve teyzenin (��) ortak hisleri emin olun.. Siz onca zorluğa rağmen başarmışsınız, gönülden kutluyorum sizi.. Yolunuz ve şansınız açık olsun..

    YanıtlaSil